Skip to content Skip to footer

HZ.İSA BİR PEYGAMBERDİR.

   İslam, Hz. İsa’nın (a.s.) yeni bir kutsal metinle İsrail oğullarını doğru yola iletmek üzere gönderilen Allah’ın peygamberlerinden biri olduğunu bildirir. Aslında İslam’da Allah’ın tüm peygamberlerine ve elçilerine olan inanç, imanın şartlarındandır. Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “De ki: ‘Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ’ya, İsa’ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz O’na teslim olanlarız.” (Âl-i İmrân, 3/84) Hz. İsa toplumunu Hak yoluna davet eden bir peygamber olmasının yanı sıra aynı zamanda Hz. Muhammed (s.a.v.)’in habercisi olarak kabul edilir ve de Müslümanlar tarafından son peygamberin gelişini müjdelediğine inanılır. Esasında İslam inancında bütün peygamberler tarafından tebliğ edilen din, Tek olan Allah’a gönülden teslim olma anlamına gelen İslam’dır. Başka bir ayet ise Hz. İsa’nın, Hz. Musa gibi ondan önce gelen peygamberlerin izinden gittiği bildirilir: “O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik.” (Mâide, 5/46) Kur’an-ı Kerim’de, Hz. İsa’nın adı tam yirmi beş yerde geçer. Aynı zamanda “Meryem’in oğlu; Mesih, Allah’ın kulu, Allah’ın elçisi” ve yine “Allah’ın sözü; Allah’ın ruhu, Allah’ın işareti” gibi çok sayıda üstün sıfatla on beş surede bahsi geçmektedir.

HZ. MERYEM; HZ. İSA’NIN HZ. MERYEM’DEN DÜNYAYA GELİŞİ

   İslam, Hz. İsa ve annesi Hz. Meryem’i mukaddes sayar ve hürmet eder. Pek çok Müslüman çocuklarına isim olarak İsa ve Meryem ismini seçer. Kur’an-ı Kerim’deki sureler arasında Meryem adında bir sure ve aynı zamanda Hz. Meryem’in babası İmran’ın adıyla da bir sure vardır. Kur’an-ı Kerim’de iffetli ve pak bir kadın olan Hz. Meryem’in, Hz. İsa’yı mucizevi bir şekilde doğurduğu bildirilmektedir: “Hani melekler, “Ey Meryem! Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.” (Âl-i İmrân, 3/42) Müslümanlar Hz. İsa’nın pak bir bakireden doğduğuna inanır ancak Hz. İsa’nın kutsallığını bakire bir kadından doğuşuyla ilintilemez; O’nu bir elçi ve nebi olarak öne çıkarır: “(Meryem), “Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?” dedi. Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir” dedi.”( Âl-i İmrân, 3/47) “Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.” (Âl-i İmrân, 3/59)

   Buna göre Hz. İsa’nın doğumu annesiz babasız olarak yaratılan Hz. Adem’in durumuna benzetilerek bu mucizevi doğumun alemin yaratıcısı tarafından güç bir durum olmadığı şeklinde açıklanır. Hz. İsa’nın doğumu ve Hz. Meryem’in karşılaştığı sıkıntılar da yine Kur’an’ın haber verdiği konulardandır. Hz. Meryem bebeği halkına getirdiğinde onların tepkisi şu şekilde olur: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!”, “Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler” Ve o anda bir mucize gerçekleşir. Hz. İsa annesini korumak için şöyle der: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı. Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.” Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).”(Meryem, 19/27-33)

  HZ. İSA’NIN MUCİZELERİ

   Diğer peygamberler gibi Hz. İsa’ya da nübüvvet görevini ifa etmek için Allah tarafından mucizeler verilmiştir. Âl-i İmrân suresinde, Hz. İsa’nın mucizelerinden bahsedilmiştir: “Allah, onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): “Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü’minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır. “Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize de getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. “Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.” (Âl-i İmrân, 3/49-51)

HZ. İSA, TANRI MIDIR? TANRI’NIN OĞLU MUDUR?

   İslamda Allah’ın varlığı ve birliği yani O’na eş koşmamak temek bir inançtır. Buna göre İslam, Hz. İsa’yı ne tanrı ne de tanrının oğlu olarak kabul eder. Onu ancak diğer peygamberler gibi Allah’ın mesajını İsrail oğullarına yaymak için ilahi bir şekilde seçilen sıradan bir insan olarak görür. İslam, Allah’ın birliği kavramını vurgulayıp Allah’a ortak koşmayı yasaklar. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”(Şûra 42/11), “O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” (İhlâs 112/3)

 HZ. İSA ÇARMIHA GERİLMEMİŞTİR.

   Kutsal Üçlemeye inanan Hristiyanlar, dünyaya gelip bizim günahlarımız için çarmıha gerilen ve sonra diriltilip bu dünyaya tekrar geleceği güne kadar cennette olacağına inandıkları Hz. İsa’nın tanrı olduğuna ya da tanrının oğlu olduğuna inanmaktadırlar. Müslümanlar, Hz. İsa’nın çarmıhta ölmediğine inanmaktadır. Allah onu kurtarmış ve onun yerine başka biri çarmıha gerilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisâ 4/157-158) Ayetteki “Onu kesin olarak öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir.” ifadesinin açıklaması hakkında görüş ayrılığı vardır. Müslümanların çoğunluğu tarafından kabul gören bir görüşe göre Hz. İsa normal bir insan gibi ölmemiş hala cennette canlı bedeniyle yaşamaktadır. Diğer görüşe göre ise Hz. İsa ölmüş fakat çarmıhtaki şekilde ölümü gerçekleşmemiştir. Ayette geçen Allah’a “yükseltmiştir” ifadesi ise Allah’ın Hz. İsa’yı öldürmek isteyenlerin elinden kurtarması şeklinde yorumlanmıştır.

HZ. İSA BİZİM GÜNAHLARIMIZ İÇİN ÖLMEDİ

   Çoğu Hristiyan mezhebine göre Hz. Âdem ve Hz. Havva, Allah’a itaatsizlik ederek günah işlemiş ve bu günahın sorumluluğu nesillerine yüklenmiştir. Böylece bütün insanlık bu aslî günah ile lanetlenmiştir. Bu kabule göre Allah’ın oğlunun, bu günahın kefareti olarak çarmıha gerilerek öldürülmesine inanmayanlar kurtuluşa ulaşamacaktır. Müslümanlar, Hz. İsa’nın bizim günahlarımızı temizlemek ve bizim affımız için öldüğü inancını kabul etmemektedir. İnsanın doğasının (aslî günahtan ötürü) kötü olduğunu söyleyen Hristiyan öğretilerine karşın, İslam bütün insanların doğduğunda günahsız olduğunu ancak bilinçli bir şekilde günah işledikleri takdirde günahkâr olacaklarını öğretir. Dolayısıyla İslam’da aslî günah yoktur. İslam’daki günah kavramı bir kimsenin günahının bir başkasına devredilemeyeceği inancına dayanır ve bu durum sevaplar için de böyledir. Allah adildir ve bu adaletin gereği olarak birey yalnızca kendi eylemlerinden sorumludur. Kur’an-ı Kerim, bireylerin yalnızca kendi amellerinden sorumlu hür insanlar olduklarını açıkça belirtir. Aslî günah olmadığı için böyle bir günahtan kurtuluşa da gerek yoktur.